Ekonomim yazarı Alaattin Aktaş, “Şu durumda her ay olağanüstü bir veri açıklayacakmış gibi gösterişli toplantılar düzenleyerek hadi yanıltıcı demeyelim de eksik bilgi vermenin mantığı nedir, anlamak gerçekten zor” dedi.
Aktaş, yazısında şunları söyledi:
“Her ay ihracatın nasıl rekor kırdığını, nasıl arttığını dinliyoruz. İhracatı Türkiye yapıyor ama ithalat başkalarının sorunu! Dolayısıyla dış ticaret açığı da bizim sorunumuz değil, açığı kim veriyorsa o düşünsün! Adeta böyle bir yaklaşım var.
İnsan ister istemez şunu merak ediyor…
İhracat gerçekten rekor kırsa bile bu durum iktidar partisine oy verenler de dahil sokaktaki vatandaşın neredeyse zerre kadar umurunda değil. Farkında bile değiller bu durumdan, ayrıca çok anladıkları bir konu olduğunu da kimse söyleyemez. Hem anlamaları da gerekmez, ne işi var vatandaşın toplam ihracatın ne olduğuyla…
“Türkiye dışarıya çok mal sattı, çok döviz geliri elde etti.”
Vatandaş normal olarak “Eee, bana ne bundan, bana ne faydası var” diye düşünüyor ve “Gelirim mi arttı, fiyatlar mı düştü, sonuç ne” diyordur.
İhracatın arttığından söz edip ithalata değinmeyenlerin muhatabı sıradan vatandaş değil de finans kesimi, reel sektör ve dış ticaretle uğraşanlarsa onlar zaten gerçek durumu biliyor.
Şu durumda her ay olağanüstü bir veri açıklayacakmış gibi gösterişli toplantılar düzenleyerek hadi yanıltıcı demeyelim de eksik bilgi vermenin mantığı nedir, anlamak gerçekten zor.
Eksik bilgi diyorum; çünkü son birkaç ay öncesine kadar ithalattan söz etmemek ancak bu çerçevede değerlendirilebilir.
Ama neyse ki son birkaç aydır bu rutin “iş” biraz olsun kolaylaştı. İhracat yataya yakın giderken ithalat azaldı da dış ticaret açığını saklama gereği duyulmaz oldu, hatta pek değinilmeyen ticaret açığı “Bakın nasıl da azalıyor” diye ön plana çıkarılmaya başlandı.”
Yazının tamamını okumak için